Rutinlerin Dil Becerisinin Gelişmesindeki Gücü
Günlük rutinler çocukların sosyal iletişim becerilerini desteklemek açısından çok önemlidir. Çocuklara banyo yaptırmak...

Günlük rutinler çocukların sosyal iletişim becerilerini desteklemek açısından çok önemlidir. Çocuklara banyo yaptırmak, yemek yedirmek, onları arabaya bindirmek gibi günlük aktiviteleri bu rutinlere örnek olarak verebiliriz. Günlük rutinler doğal, eğlenceli ve yapılandırılmıştır ve en önemlisi tekrar eder. Bu nedenle çocukların öğrenmesi için ortam hazırlar. Biz ebeveynler çocukları günlük rutinler içerisine dâhil edersek muazzam bir öğrenme gerçekleşebilir.

Günlük rutinlerde çocuklar neleri öğrenir?
Ebeveynlerin gün içinde çocuklarıyla gerçekleştirdikleri bütün aktiviteleri düşünelim. Çocuklarını giydirirler, onlara banyo yaptırırlar, dişlerini fırçalamalarına yardımcı olurlar. Bu tarz aktiviteler bağlamında çocuklar içinde bulundukları dünyayı anlamlandırmaya başlarlar. Bu anlamlandırma şunları içerir:
İçinde bulundukları dünyada olaylar nasıl organize ediliyor? Örneğin; uyandıktan sonra giyinirler, kahvaltı yaparlar sonra dişlerini fırçalarlar.)
Günlük rutinlerle ilişkili olarak ebeveynleri hangi sözcükleri/ifadeleri kullanıyor? (Örneğin; kahvaltı vakti geldiğinde ebeveyn çocuğuna ‘’Kahvaltı zamanı.’’ diyor olabilir.)
İletişimdeki sosyal roller neler? (Örneğin; iletişim nasıl başlatılır ve insanlar iletişim başlattığında onlara uygun tepkiler nasıl verilir?)
Diğer insanların sohbetlerine bir sohbet ortağı olarak nasıl katılabilir? (Konuşmaya başlamadan önce bile.)

Çocuklar günlük rutinlere aktif katılımla sosyal rolleri öğrenirler
Tüm rutinlerin bir amacı olduğundan ne yapması gerektiği çocuk için oldukça açıktır. Örneğin; giyinme rutinindeki hedef çocuğun gömleğini, pantolonunu, çoraplarını ve ayakkabılarını giymesidir. Çocuğu arabaya bindirmedeki hedef ise çocuğu arabanın içine oturtmak ve emniyet kemerini bağlamaktır. Her arabaya bindirme rutini arabanın kapısının açılması, çocuğun koltuğa oturtulması ve emniyet kemerinin bağlanması gibi bir dizi küçük adımdan oluşur. Günlük rutinler içerisinde kullanılan her rutine her adıma özgü kelimeler/ifadeler vardır. (‘Giyinme zamanı.’ , ‘Haydi, arabaya binelim.’ gibi.)

Çocuğu rutinlerde daha aktif bir rol üstlenmeye teşvik edin
Başlangıçta, rutinler içerisindeki işlerin çoğunu ebeveynler üstlenir. (Kazağı çocuğun kafasına geçirmek, diş macununu diş fırçasının üzerine sürerek çocuğun dişlerini fırçalamak gibi.) Sonrasında çocuk ebeveynle birlikte bu rutinlere tekrar tekrar katıldıkça daha fazla rol üstlenmeye başlar ve özgüven kazanır. Çocuk kademeli olarak daha fazla iş yapar ve daha fazla söyler. Örneğin; ebeveynlerine ihtiyaçlarını söyleyebilir. Hatta rutinleri başlatıp bitirebilir. Rutinler içerisinde çocuk aktif olduğu için katılımı artar ve bağımsızlık ve özsaygısı da artar.

Kolay olan yol her zaman daha iyi bir yol değildir
Ebeveynlerin çocukların rutinlerine liderlik etmesi genellikle daha kolay ve hızlıdır. Eğer ebeveynler çocuk bir şeyi talep etmeden onu yaparsa çocuk kendi dünyasında nasıl bir etkisinin olduğunu kavrayamaz. (Çocuk su istemeden çocuğa su verirse vb.) Diğer yandan, ebeveyn çocuğun başlatmasını beklerse, çocuk rutini başlatmada kendi rolünün ne olduğunu kavramaya başlar. (Çocuğun suyu açmaya çalışmasına izin vermek ve diş macununu diş fırçasının üzerine sıkmaya çalışmasına izin vermek gibi.) Bu, çocuğun rutinlerde başka birisinin rolünü üstlenebileceğini anlamasına yardım etmek için güçlü bir deneyimdir, iki yönlü sosyal etkileşimin önemli bir parçasıdır.
Çocuğun davranışlarına cevaben verilen tepkilerin tekrar tekrar deneyimlenmesiyle çocuk, isteklerini elde etmek için en uygun yöntemin ne olduğunu öğrenir. Örneğin; çocuk suyu parmağıyla gösterdiğinde suyu ona verirsek suyu elde etmek için en uygun yöntemin parmağıyla göstermek olduğunu öğrenir. Eğer ebeveynler çocuğun işaret etmesini kaçırır ya da yok sayarsa çocuk istediğini elde etmek için yeni yollar arayabilir belki ağlayabilir hatta suyu almak için tezgâha tırmanmaya bile çalışabilir. Sosyal açıdan uygun davranışları öğrenebilmesi için çocuğun aktif olarak katıldığı yapılandırılmış sosyal aktivitelerde tekrarlanan ve başarılı deneyimlere sahip olması gerekir.

Sözcüklerin anlamlarını öğrenmek
 Ebeveyn raftan bir bardak aldığında, içine suyu döker ve çocuğa daha yakın bir konuma getirir, ebeveyn ve çocuk ortak ilgi ve ortak dikkat sağlar. Eğer ebeveyn ‘’Bu senin suyun.’’ derse çocuk gördüğü nesneyi ‘’su’’ kelimesine karşılık olarak haritalandırır. Çocuğun ‘su’ kelimesini karşısındaki nesnenin bir yönüyle ilişkilendirmesine izin vermiş olur. Bu tip kısa etkileşimler sözcüklerin anlamları öğrenmeye temel hazırlar.
Ancak bu noktada çocuk, ‘su’ kelimesinin bardağın içindeki sıvıya mı yoksa bardağa mı işaret ettiğini ya da bardağı verme eylemine mi işaret ettiğini bilmez. Kelimenin asıl anlamını öğrenmek için ‘su’ kelimesini işitip bardağın içindeki sıvıyla ilişkilendirebilmek için daha fazla deneyime ihtiyaç duyar. Sözcüğü duyarken su ile ilgili daha fazla deneyimi olur ve anlamı daha açık hale gelmeye başlar. Çocuğun kelimeleri anlamasının anahtarı çocuğa anlaması için motivasyon sağlamaktır. Bu motivasyon da çocuğun rutinlerde daha aktif rol almasına olanak sağlamaktır.

Rutinleri öğrenme fırsatına çevirmek
Yukarıda açıklanan öğrenme türü için çocuk ve yetişkin arasındaki etkileşimlerde koşullar mevcut olmalıdır. Aşağıdaki yönergeler rutinlere katılım ve rutinler içinde öğrenme fırsatları oluşturmak noktasında bize yardımcı olur:

Rutinlerin nasıl işlediğini çocuğun anlayabilmesi için rutinleri tutarlı küçük adımlara bölün- Rutinleri her seferinde aynı şekilde uyguladığınızdan emin emin olun.  Her adımda her seferinde aynı sözcükleri/ifadeleri kullanarak çocuğun rutinlerin nasıl işlediğine aşina olmasını sağlayın.

Esnek olun- Çocuklar kendi liderlikleri takip edildiğinde daha iyi öğrenebilirler. Eğer çocuk pijamalarını giyeceği zaman yatağın üzerinde yuvarlanmak istiyorsa, bu davranışı durdurmaya çalışmak yerine ‘Önce pijamalarını giy, sonra yatağın üzerinde yuvarlanabilirsin.’ diyerek bir rutin oluşturabilirsiniz. Çocuk, rutinin adımlarını takip ettiğinde bir ödül olacağını görürse rutinlere daha fazla katılım sağlayacaktır. Ve tıpkı pijama giyerken olduğu gibi yatakta yuvarlanmak gibi eğlenceli bir oyunda çok daha fazla öğrenme gerçekleşebilir.

Çocuğun ilgisini takip edin- Araştırmalar çocukların bir kelimenin anlamını öğrenmelerine yardımcı olmak için en uygun zamanın çocuğun o nesneyle ilgilendiği an olduğunu göstermektedir. Örneğin; eğer çocuk pizzaya bakarken ebeveyn ‘Bardağını almama izin ver.’ derse ebeveynin verdiği tepki çocuğun ‘pizza’ kelimesini öğrenmesine yardımcı olmaz. O anda çocuk hangi nesneyle ilgileniyorsa o nesneyle ilgili konuşmamız çocuğun öğrenmesine yardımcı olur.

Yaratıcı olun- Ebeveyn ve çocuğun düzenli olarak birlikte yaptıkları herhangi bir etkinlik için rutin oluşturulabilir. Örneğin; çiçek dikme, çiçek sulama, banda değiştirme, evcil hayvan besleme, birlikte kurabiye yapma gibi etkinlikler için rutinler oluşturulabilir.

Unutmayalım:
‘En iyi öğrenme fırsatları çocuğun en fazla etkileşim sağladığı ve çocuğun en çok eğlendiği ortamlardadır.’
Fern Sussman
Çeviren
DKT Hüseyin ÇETİN